Moda endüstrimiz stratejik önemini koruyacak

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Ürfi AKBALIK

Güçlü bir üretim alt yapımız ve bilgi bi­rikimimiz var. Tasarım ve mar­kalaşma konusunda her geçen yıl ileriye gidiyoruz. Markaları­mızın 100’ü aşkın ülkede 3 bin­den fazla mağazası, binlerce satış noktası bulunuyor.

Hazır giyim ihracatında 2022’de 21,2 milyar dolarla zir­veyi gördük. Cumhuriyetimi­zin 100’üncü yıldönümü olan 2023’ün hem ülkemiz hem de ih­racat ailemiz için ayrı bir öne­mi vardı.

Ancak bu anlamlı yılda moda endüstrimiz açısından iş­ler yolunda gitmedi. 6 Şubat’ta­ki Kahramanmaraş merkezli dep­remlerin yanı sıra konjonktürel gelişmeler de ihracatımıza olum­suz yansıdı. Küresel pazar­lardaki yavaşlama ve yüksek maliyetlere rağmen kurun yatay seyri rekabetçiliğimi­ze zarar verdi.

Fiyat tuttur­makta zorlandığımız için müşteri ve pazar kayıpları yaşadık. Alternatif pazarlar bulmak için tica­ret ve alım heyeti programlarımıza ağırlık verdik. 21 ticaret ve alım heyetinde toplam 425 firmamızın beş bine yakın alıcı ile görüşmesini sağladık. Bü­tün bu çalışmalarımıza rağmen ihracatımız 2022’ye göre miktar olarak yüzde 15,2, değer bazında yüzde 9,2 daraldı. 2023’ü 19,3 mil­yar dolarlık ihracatla kapattık.

İhracatımızı her yıl yüzde 10 artırmalıyz

Son iki yılda istediğimiz per­formansın gerisinde kalmakla birlikte orta ve uzun vadeli he­deflerimiz için ihracatımızı her yıl ortalama yüzde 10 artırma­lıyız.Bunu ancak katma değerli üretimimizi artırarak yapabili­riz. Kısa vadede ise yeniden reka­bet gücümüzü kazanabilmemiz için kurun ihracatçıyı destekle­yecek bir düzeye gelmesinden başka bir yol görünmüyor.

Küresel moda endüstrisinin geleceğinden dijital ve yeşil dö­nüşüm belirleyici olacak. Bu sü­reci başarıyla tamamlayan ül­keler avantaj elde edecek. Biz, süreci moda endüstrimiz için fırsata dönüştürmek istiyoruz. Çünkü Asya’daki rakipleri­mizle fiyat rekabeti yapma şansımız her geçen yıl da­ha da azalıyor. Fiyat odak­lı rekabet yerine moda en­düstrimizi, tasarımla, inovasyonla, marka­laşarak, dijitalleşme­nin olanaklarını kulla­narak ve elbette yeşil üretim kapasitemizi artırarak ayrıştırma­mız gerekiyor.